ONUN ADIYLA..SEVDİĞİNE SELAMLA..

Ellerim küçük,kollarım güçsüz..Yıldızlar uzak,yüzleri parlak..Gönlüme düşen kadarı içimi ışıtan kadarı yazıya dökülsün..Yıldızlar da aldığı ışığı yansıtır ya,yıldızlardan aldığı bir ışık olursa yansıtsın kalem..

4 Nisan 2011 Pazartesi

Mus ab bin Umeyr-el Mukri

"Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allah'a verdikleri sözde sadâkat gösterdiler. Onlardan bâzıları şehîd oluncaya kadar çarpışacağına dâir yaptığı adağını yerine getirdi. Kimisi de şehîd olmayı bekliyor. Onlar verdikleri sözü aslâ değiştirmediler"

- Allah'ın Resûlü de şâhittir ki, siz kıyâmet günü Allah'ın huzûrunda şehîd olarak haşrolunacaksınız.


- Bunları ziyâret ediniz. Kendilerine selâm veriniz. Allahü teâlâya yemîn ederim ki, kim bunlara bu dünyâda selâm verirse, kıyâmette bu aziz şehîdler kendilerine mukâbil selâm vereceklerdir.





Gencecik bir delikanlıydı.Çok yakışıklı,çok bakımlıydı..Ailesi onun üzerine titreyen,çok varlıklı insanlardı.İbn Hazm Güvercin Gerdanlığında diyor ya,erkek güzelliği kadına göre çok daha dayanıklı,çok daha güzelmiş.Mus ab da kıvrım kıvrım saçları,aydınlık yüzüyle bakan herkesin dikkatini çekenmiş...Giysilerinin kumaşları Şam dan,Hind den,ayakkabıları Hadramut tan özel gelirmiş.Duyulmadık güzel kokuları o sürermiş...Kimi var atlas giyse,gül sürünse cezbetmez,Mus ab ın içi boş değilmiş.Etrafında olan biteni ilgiyle izlemiş,güzelliğe tutkun ruhu,esas güzeli görünce yalan güzelleri terkedivermiş.Ne varsa alçak,deni olana dair elinin tersiyle itivermiş...


Bir gün o güzel terlikli ayaklar Darül Erkam a yönelmiş,içerde insan güzeli efendimiz...Çıktığında müslüman artık Mus ab,içmiş gibi ab ı hayat...Ama sırlamış içini,ailesi karşısında, ne derler kim bilir...Ve bir gün namaz kılarken görmüş birileri,arkasından hapis,işkence,kaçış ve Habeşistan a hicret..Ve döndüğünde ipekli elbiseleri yok artık,ama ruh ne kaftanlar giymiş ki Akabe ye gelenlerin yanında giden ilk öğretmen o,diğer adı Mukri...Okuyan o..güzel okuyan...Es ad bin Zürare nin evinde,iki  yeni kardeş,bambaşka bir şehir,gurbet,efendimizden uzakta,ama her adımında bir kalbi kurtarmakta...Küsleri barıştırmakta...


Bazılarının kafası karışıp sert çıkmakta,halbuki ilerde durulup, Kur an ı okurken başına melekleri toplayacak olan Üseyd bin Hudayr gibi..Mus ab sakin,durun ben bir okuyayım siz öyle karar verin..Ve müslüman oluyor dinleyenler Mukri yi...


Ve Bedir..Musab öğretmen,Musab sancaktar,sağ kolu kesilince sol elinde tutan sancağı,şehid düşünce elinden emaneti meleğin aldığı,zırhıyla efendimize benzediğinden, düşmana peygamberi düşürdüğünü  sandıran Musab..Efendimizin Haydi Musab,deyişine meleğin cevap verdiği,ben Musab değilim...Ve sancak Ali ye...


Musab,yiğit ve şehid,ve hala güzel Musab...İpekli elbiseler yerine takva libasını giymiş de,kefeni üstünü örtmeye yetişmemiş Musab..Ayakları izhir otlarıyla örtülü Musab..


Selam..Güzeli unutmuş bir nesilden, gerçek güzeli bulan nesle selam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder