ONUN ADIYLA..SEVDİĞİNE SELAMLA..

Ellerim küçük,kollarım güçsüz..Yıldızlar uzak,yüzleri parlak..Gönlüme düşen kadarı içimi ışıtan kadarı yazıya dökülsün..Yıldızlar da aldığı ışığı yansıtır ya,yıldızlardan aldığı bir ışık olursa yansıtsın kalem..

29 Mart 2011 Salı

Zeyd ül Hayr

        Bir at sesi duyuyor musunuz, tozu dumana katarak koşan ,dumanının kendine yetişemediği bir at..Bir at ki kendi diğer atlardan cüsseli,sahibi diğer insanlardan..Bir at ki kendi diğer atlar arasından seçilmiş,sahibi diğer insanlar arasından.Kibrinden değil cins ata binişi,normal atlara binince ayağı yere değiyor,dağ gibi bir yiğitlik,bir kahramanlık oturmuş cüssessine..İçindeki cevheri o kalıpla kaplamış Yaratan..Zeyd nasıl bir adam...Öyle ya insanlar madenler gibidir diyor efendimiz..Kimi altın,kimi gümüş,kimi bakır,kimi demir,kimi elmas,kimi yakut,kimi kömür kimi taş...Bu atın üstündeki zat,atıyla bütünleşmiş neredeyse isminde,atlı Zeyd,öyle kıymetli bir maden..Zeyd nasıl bir adamsın sen,sorusuna muhatap efendimizin...
        
           Bir yaşlının ağır ve nazlı sesini duyuyor musunuz,oğlunu bekleyen ve hürmette kusur edilmeyen,duası alınan,mühelhel o,zeydin babası,işte o köşede oturuyor,oğlu koştururken...

          Bir haber duyuyor musunuz?Medine den Tay kabilesine ulaşan,dört bir yana nam salmış Zeyd in reisi olduğu Tay lıların seslerini işitiyor musunuz,sonra Zeyd konuşunca sessizliği,iyiyse uyarız,kötüyse reddederiz deyişini,ve yine Medine ye sürülen at sesleri,minberde nurdan billur bir sesin hitabeti...Gidenlerde bir kaçının içlerinde kıskançlık hisleri,bu ne sevgi ve bağlılık,bu ne akıcı bir sohbet,ben boyun eğmem deyişleri,ve yine kalabalığı yaran Zeyd in sesi:
-Ya Muhammed,Eşhedü enla ilahe illallah,ve eşhedü enneke rasuluhu...
-Sen kimsin?
-Ben Zeyd ül hayl bin Muhelhel..
-Hayır Zeyd ül hayr sın sen.Seni ovalarınadan,dağlarından getirip,gönlünü yumuşatana hamd olsun..

           Lam dan ra ya dönen harfi görüyor musunuz,mimle tanışınca,Allah ın hidayeti ulaşınca,elif-lam-mim-ra..Hayl dan hayra..Düşüp alemlerin efendisinin peşine onun evinde,onun ısrarıyla minderinde oturmaya,
gönlünde yer tutmaya...
           İçi kıpırtısını duyuyor musunuz Zeyd in..Ya Resulallah bana asker ver,fethedeyim Bizans ı,diyor,ve efendimizin böyle konuştuğunu ilk kez duyuyorum ben,sanki köşeye saklanmış izliyorum..
-Zeyd,nasıl bir adamsın sen!!
-Zeyd,bana övülen bir çok kimseler oldu,onları gördüğümde anlatılanın altında buldum,ama sen başkasın!!
-Zeyd,sende öyle iki haslet var ki,bunları Allah ve Rasulu sever...Vakar ve Hilm..
Ne bahtiyarlık,ne sevinç bunları efendimizden duymak,ve hamd sözcükleri hem de Rabbe,taze müslüman Zeyd den,bana Allah ve Rasulunun sevdiği hasletleri bahşeden Allah a hamd ederim..
           7 sonsuz demek ya,Medine de 7 gece geçirdi Zeyd,islamın özünü içine sindirdi,hemen gitmeli kabilesine tebliğ etmeli,düşmanla cihad etmeliydi...Efendimizle vedalaştı.Kalbinin sesini duyuyor musunuz Zeyd in..İşte ufukta kayboluyor..Ve efendimizin hüzünlü sesi sahabeler arasında sessizce yankılanıyor..

-Ne adam ama!!!Medine humması yakasını bıraksaydı,İslam tarihinde ne büyük bir yeri olurdu.....

          Yol...Uzun yol..Nefes seslerini duyuyor musunuz Zeyd in...İşte güçsüz düştü,eski düşmanı Kays kabilesi önünde,arkadaşları oradan derhal götürmek istediler,bu hali görünmesin diye,ama o,onlar benden önce müslüman olmuştur deyip oraya sığındı,Kayslılar da iman bağıyla bağırlarına bastılar Zeyd i..Medine humması tuttu bırakmadı Zeyd i..İmanıyla ölümü arasına hiçbir  günah girsin istemedi,bilakis binler niyetle amel defterini doldurça doldurdu rahmet..Allah bilir ya yaşayışıyla yapacağı tebliği ölümü de yaptı ve,Zeyd in anısıyla tüm kabilesine ulaştı Hidayet...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder